Türk milleti Cumhuriyetle birlikte bugünkü modern devlet olgusuna kavuştu.
Birinci Dünya Savaşı’yla emperyalizmin yok ettiği dört imparatorluklardan biri de Osmanlı
İmparatorluğu olmuştur.
19 Mayıs 1919’la Samsun’dan başlayarak Anadolu’da devam eden Türk milletinin geleceği
çalışmaları, 23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılışıyla nihai hedefe giden yol
belirlenmiştir.
Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılan İttifak Devletleri’nden Osmanlı İle Mondros Ateşkes
Antlaşması imzalanarak Anadolu İtilaf Kuvvetleri tarafından işgal edilmiştir. Bu şartlar altında
başlayan Milli Mücadele sonrasında Büyük Millet Meclisi açılmış ve ardından Türk İstiklal
Harbi’yle Anadolu İtilaf askerlerinden temizlenerek Mudanya Mütarekesi’yle hukuken
tanınmış, Lozan Antlaşması’yla yeni, bağımsız, Türk devleti olmuştur.
İki kez İngiliz işgaline uğrayan İstanbul, Lozan sonrası İngiliz askerlerinin İstanbul’u terk
etmesiyle, Türk askeri ve BMM görevlileri İstanbul’a giderek hakla kutlama yapmıştır.
13 Ekim 1923’te Ankara başkent yapılarak ardından, 1921 Anayasası’na 29 Ekim 1923’te
‘Türkiye Devleti’nin idare şekli Cumhuriyettir’ ilavesi yapılarak yeni devletin şekli
belirlenmiştir.
*
Cumhuriyetle birlikte birçok alanda radikal değişimler yapıldı. İnkılaplar Anadolu’nun karanlık
sokaklarını aydınlatan feneri oldu. Anadolu halkının tahayyül edemeyeceği yeni bir kimlik
inşa edildi.
Herkesin hukuk önünde eşit olduğu bir düzen kurularak, kadınlara birçok Avrupa ülkesinden
önce seçme seçilme hakkı verildi.
Toplumsal tabakalaşma ve ayrımcılık son bularak, her vatandaşın eşit şartlarda yönetime
katılma ve kendilerini yönetecek temsilcileri seçme hakkı tanındı.
Kısaca Cumhuriyet Türk milletinin, çağdaş ve modern bir dünya içinde yer almasını sağladı.

*
20. yüzyıl sonlarında küreselleşmenin hız kazanmasının etkisiyle başlayan aşınma
tartışmaları, ülkemizin üniter yapısı üzerinde oyun kurmaya devam ediyor.

Bir yandan etnik kimliklerin uluslararası antlaşmalarla korunmaya çalışılırken, diğer taraftan
etnik kimlikler siyaseten kullanılıyor.
Türkiye Cumhuriyeti etnik, dini, dil ve kültür ayrımı yapmadan herkesi eşit kılan anayasal
düzen ile işleyen bir devlettir. Buna rağmen etnik kimlikler üzerinden kurulan oyunların
bozulmaya çalışılması her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının sorumluluğu ve görevi olmalıdır.

İLELEBET CUMHURİYET, 102.YIL KUTLU OLSUN