Kayseri’de eğitim gören Melikgazi Mustafa Eminoğlu Anadolu Lisesi son sınıf öğrencileri Nisa İrem Kılıçkıran ve Melike Naz Şahan, kalp krizi geçiren bir yakının yaşadığı zorlu süreci bilimsel bir projeye dönüştürdü. Bir yıl süren yoğun çalışmanın ardından, düşük maliyetli, kişiye özel üretim imkânı sunan ve takip sistemiyle desteklenen biyobozunur bir stent geliştiren iki genç, TÜBİTAK Liselerarası Araştırma Projeleri Yarışması'nda bölge birincisi oldu. Öğrenciler, Mayıs ayında düzenlenecek Türkiye finallerinde projelerini jüriye sunmaya hazırlanıyor.

Projede kullanılan temel malzeme, biyobozunur özelliğiyle bilinen polikaprolakton adlı madde oldu. 3 boyutlu biyoyazıcı teknolojisi ile geliştirilen stent, her hasta için özel olarak üretilebiliyor. Metal stentlerin aksine, zamanla vücutta çözünebilen bu yeni nesil stent, ikinci bir cerrahi müdahale ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Ayrıca projeye entegre edilen web tabanlı sistem sayesinde, stentin tedavi süreci doktor ve hasta tarafından çevrimiçi olarak takip edilebiliyor.

MR ve Tomografi Uyumlu Yapısıyla Dikkat Çekti

Projeye teknik özellikler kazandıran en önemli yeniliklerden biri de, stente entegre edilen nanoparçacıklar sayesinde yapının MR ve bilgisayarlı tomografi cihazlarında görüntülenebilir hale getirilmesi oldu. Bu sayede, hastalarda stentin işlevselliği ve konumlandırılması gelişmiş cihazlarla takip edilebiliyor. Melike Naz Şahan, bu özelliğin özellikle doktorlar açısından büyük kolaylık sağlayacağını belirtti.

Projeye rehberlik eden Fizik öğretmeni Ferhat Çekim, öğrencilerinin başarısından duyduğu memnuniyeti dile getirirken, mevcut metal stentlerin tekrar tıkanma durumunda ameliyatla çıkarıldığını hatırlattı. Geliştirilen stentin ise zamanla damar içinde çözünebildiğini belirten Çekim, “Kendi kendine eriyen bu yapı sayesinde hastalar hem tedavi oluyor hem de ikinci bir ameliyat riskinden kurtuluyor” dedi.

Ayrıca çalışmanın büyük kısmı, Erciyes Üniversitesi Nanoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (ERNAM) desteğiyle yürütüldü. Öğrenciler, sınırlı kaynaklarla yürüttükleri bu çalışmada üniversite-sanayi iş birliğinin önemine de dikkat çekti.

Kılıçkıran ve Şahan, şimdi gözlerini TÜBİTAK Türkiye finallerine çevirdi. Projelerinin yalnızca akademik bir başarı değil, aynı zamanda tıbbi uygulamaya dönüşebilecek gerçek bir çözüm olduğunu ifade eden öğrenciler, ilerleyen süreçte tıp fakülteleri ve hastanelerle iş birliği kurarak çalışmayı klinik ortama taşımayı hedefliyor.